Bebek semtinin yokuşları bitmez… Bugün çıktığımız yokuşun sonunda bizi ressam, muharrir, heykeltıraş, sanat tarihçisi Gürol Sözen bekliyor. Heyecanlı, memnun, gururlu… Bugüne kadar yaptığı işleriyle, başarılarıyla anılan usta ressam, yeni bir stant hazırlığında zira.
Yokuşun sonunda bizi meskeninde ağırlıyor usta. Meskeninin alt katı atölyesi. Masanın üstünde sayamadığım kadar çok fırça, renk renk boyalar. Bir ressamın nasıl olursa atölyesi, işte motamot o denli. İşine sevdalı Sözen. Gözlerinden memnunluk yayılıyor yapıtlarını anlatırken. Üniversitelerde daha evvel “Çağlar Uzunluğu Hoşu Arayış” dersleri de veren usta, her yapıtında da hoşu arıyor. Yapıtlarında titizlikle çalışan Sözen, en büyük maksadının gelecek nesillere ‘Kurtuluş Savaşı’nı anlatmak olduğunu söylüyor.
KAYGI VE UMUT
Yapıtlarında insan yüzlerine, atlara ve kuşlara yer veren sanatçı, kaygıyı ve umudu bir ortada anlatıyor aslında. Mavi tonlarında uçan kuşlarda umudu, atlarda özgürlüğü görüyoruz. İnsanların yüzündeki dehşet ise bu savaş kolay kazanılmadı diyor adeta.
Sözen, Cumhuriyetin yaklaşan 100. yılı nedeniyle ve uzun müddettir üzerinde çalıştığı yapıtlarıyla yine resimseverlerle buluşacak. Birinci olarak 1972-73 yılları içinde Ankara ve İstanbul’da açtığı “Destan” isimli stantlarında yer alan, aslında tümü özel koleksiyonlarda olan 60 yapıt yani tekrar yorumladığı fotoğraflar iki kent ve bir müze, 2022 ve 2023 yılı projesi olarak hayata geçirilecek.
Sözen, “1919 /23 DESTAN ve ONLAR standının birinci ayağı olarak İstanbul Ortaköy’deki 16. yüzyıla ilişkin bugün sanat galerisi olarak kullanılan Mimar Sinan Kethüda Hamamı’nı düşündüm. Burada sergiyi ağustosta açacağız diye planlıyoruz. Sonrasında, 29 Ekim’de Ankara Çankaya Doğan Taşdelen Çağdaş Sanatlar Merkezi Galerisi’nde olacak. Bu iki sergiden sonra Mudanya’da, Mudanya Belediyesi’nce muhafaza kapsamına alınan, tescil edilmiş 18. yüzyıla ilişkin Mütareke Meydanı etrafındaki bir konakta sergilenecek stant. Standın yapıldığı konak ise sonra müze olacak. Müzenin ismi ise; 1919 /23 DESTAN ve ONLAR/ Gürol Sözen müzesi olacak” diyor.
GELECEK NESİLLER İÇİN
Sözen maksadının, Kurtuluş Savaşı’nın bu destanını tekrar yorumlamak olduğunu söylüyor ve ekliyor: “Günümüz ve gelecek jenerasyonlar ismine. Bir bakıma 50. yıldan beri hiç orta vermediğim bir çalışma. Stantlar sonrası yapıtların kıymetli bir sivil mimarlık örneği bir konağın bu gayeyle restore edilmesi çok kıymetli. Stantlar ve müzedeki eserler bir belgesel sinema üzere kurgulanacak.
Kurtuluş Savaşı’nın en can alıcı uğraşları bu yıllar ortasında gerçekleşti. Dehşetin, telaşın hâkim olduğu yıllardı. Bu çabayı ve o yılları anlatmayı ben bir misyon olarak üstlendim, bir sorumluluk. Zira, Kurtuluş Savaşı’nı anlatan bir belgeselimiz de yok! Fransa’da, Rusya’da kimi imajlar var Kurtuluş Savaşımızdan kalan. Fakat bir ortaya getirilmemiş. Bunun da bir an evvel yapılması gerekiyor. Genç nesillerin görmesi, izlemesi lazım. Her sanatkarın da bunu yorumlaması gerekir; müzisyeninden ressamına, heykeltıraşından direktörüne… Ben bunun için bu projeyi yapıyorum ve önemsiyorum” diyor.