Londra Zooloji Derneği (ZSL) tarafından yürütülen araştırmaya nazaran, 2008’den bu yana okyanusun sevilen “deniz ineği” otçullarının (Dugonglar) görülmemesinin ardından, çeşit Çin’de soyu tükenmiş çeşitler listesine eklendi. Bölgedeki balıkçılık, gemilerin çarpmaları ve habitat kaybına karşı savunmasız olan bu nazik devlerin, 1970’lerden sonra sayılarının azaldığı ve bu tehditlere karşı savaşı süratle kaybetmeye başladıkları biliniyordu.
Dugonglar’ın (Dugong dugon) fonksiyonel olarak yok oluşu, Royal Society Open Science’da yayınlanan ve araştırmacıların Çin’deki dört güney deniz vilayetinde balıkçılarla kapsamlı görüşmeler gerçekleştirdiği bir makalede duyuruldu. Yürütülen çalışmanın hedefi, mahallî halkın onları yırtıcı tabiatta tespit etme hesaplarıyla bölgede hayatta kalmış olma ihtimallerine dair ispat toplamaktı. Lakin sonuçlar hayal kırıklığı yarattı ve yakın vakitte rastgele bir görüntülenme bulunmadı.
ZSL Zooloji Enstitüsü’nde Doktora Sonrası Araştırmacı Heidi Ma yaptığı açıklamada, “Röportaj anketleri aracılığıyla, bölgedeki dugonglar’ın durumuna ait delile dayalı değerlendirmeler yapmak için daha evvel mevcut olmayan pahalı bilgileri topladık” dedi ve ekledi: “Bu, sadece cinslerin durumunu anlamak için ekolojik bilginin faydalılığını göstermekle kalmıyor, tıpkı vakitte lokal topluluklarla etkileşime girmemize ve yırtıcı hayatın azalmasının muhtemel nedenlerini ve hafifletme için mümkün tahlilleri araştırmamıza yardımcı oluyor.“
Araştırmacılar, Hainan’dan Guangxi, Guangdong ve Fujian’a kadar uzanan dört vilayette 66 topluluğa ulaşmalarına karşın, bir vakitler konutları olan Çin sularında yakın vakitte dugong delili bulamadılar. Bu nedenle, dugonglar’ın bölgede artık fonksiyonel olarak jenerasyonunun tükendiğini ve bu nedenle durumlarının Kritik Olarak Tehlike Altında (Muhtemelen Tükenmiş) olarak tekrar kıymetlendirilmesi gerektiğini belirtiyor.
Ortak muharrir Profesör Samuel Turvey, “Çin’de dugong’un muhtemel ortadan kaybolması yıkıcı bir kayıp” dedi. Turvey kelamlarına şöyle devam etti: “Onların yokluğu sadece ekosistem fonksiyonu üzerinde zincirleme bir tesire sahip olmakla kalmayacak, tıpkı vakitte bir uyandırma daveti olarak da hizmet edecek – tesirli muhafaza hareketleri geliştirilmeden evvel yok oluşların meydana gelebileceğini ayıltıcı bir hatırlatması olacak.“